top of page

BAŞ DÖNMESİ, DENGESİZLİK VE SERSEMLİK HİSSİ YAPAN HASTALIKLAR

Baş dönmesi denilince ilk akla gelen organ iç kulaktır. İç kulak fonksiyonlarını bozan pek çok durum baş dönmesi yapar.

 

En sık rastlanan neden yaygın olarak kristal hastalığı diye bilinen Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)’dur. İç kulaktaki kalsiyum içeren bir takım oluşumların yerlerinden koparak dengeyi sağlayan dar kanallarda serbestçe yüzmesi veya dengeyle ilgili bazı bölgelere yapışıp kalması sonucu olur. Bazı baş pozisyonlarında, normalde o pozisyonda olmaması gereken yönde ve şiddette sıvı akımına neden olarak şiddetli baş dönmesi yaparlar. Çoğu kez kişi belirli baş pozisyonundan kaçınırsa şikayeti olmayabilir. Genelde bir yana yatma veya yukarı bakma sırasında 15-20 saniye süren şiddetli baş dönmesi olur. Eşlik eden işitme şikayeti yoktur. Nedeni çok iyi bilinmez. Darbe ve sarsıntılar suçlanır, ama çoğu hastada böyle bir hikaye yoktur. Yine de özellikle trafik kazalarından sonra başlayabilen ve genellikle ağır seyirli olan BPPV’ler en azından bazı vakalarda travmaların neden olabileceğini gösterir. Tipik vakalarda teşhis için pozisyonel testler yeterli olur. Tedavi için de bir takım pozisyonel manevralar yapılır.

 

Baş dönmesi yapan bir diğer neden iç kulak metabolizmasındaki bozukluklar sonucu ortaya çıkan başta sıvı basıncı artışı olmak üzere çeşitli değişiklikleridir. Tipik formuna Meniere hastalığı denilir. Ataklar halinde baş dönmesi, bulantı-kusma şikayetlerine eşlik eden tek veya iki taraflı işitme azalması, uğultu ve kulaklarda basınç hissi şikayetleri olur. Atak 3-4 saat sürer. Takiben 3-4 gün kadar süren bazen de haftalarca uzayan sersemlik hissi, kulakta dolgunluk, çınlama gibi şikayetler olur. Başlangıçta atak aralarında işitme ve denge tamamen normale dönerken atak sayısı arttıkça atak aralarında da devam eden sorunlar kalabilir. Kaç ataktan sonra sekel kalacağı bilinemez, bazen tek ataktan sonra bile kalabilir. Her zaman bu tipik seyirde görülmeyebilir. Sıklıkla atak geçirmeksizin, atak sonrası döneme benzer daha hafif belirtilerle karşımıza çıkmaktadır. Belki de farklı mekanizmalarla oluşan benzer tablolar söz konusudur. Nedeni iyi bilinmese de otoimmün mekanizmalar son yıllarda daha çok gündeme gelmeye başlamıştır. Otoimmün hastalıklar kendi bağışıklık sistemimizin bir nedenle hedefini şaşırarak kendi dokularımıza zarar vermesi demektir.  Aslında otoimmün iç kulak hastalığı ismi altında tanımlanan işitme kaybı açısından daha ağır seyirli bir tablo da vardır. Bazıları bunun Meniere hastalığının bir tipi olduğunu iddia ederse de iki taraflı hızla ilerleyen işitme kaybı varken, denge belirtilerinin minimal olması farklı bir hastalık olabileceğini düşündürebilir.  Ancak bu Meniere hastalığında da otoimmün mekanizmaların söz konusu olmadığını göstermez. Ayrıca viral enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar, genetik yatkınlık ve anatomik değişiklikler gibi pek çok neden öne sürülmüştür. Meniere hastalığının nedeni çok açık değilse de ataklara neden olan faktörler oldukça iyi bilinir. Stres önde gelen atak nedenidir. Aşırı tuz tüketimi, sigara, aşırı alkol tüketimi, yağlı, kolesterollü beslenme de sorumlu tutulur.

 

Baş dönmesine neden olabilen diğer iç kulak sorunları arasında iç kulağın viral enfeksiyonları, ilaç zehirlenmeleri, bazı orta kulak iltihaplarında ortaya çıkan bakteri toksinlerinin zayıf noktalar yoluyla iç kulağa yayılması, travmalar sayılabilir. Bunların bir kısmında işitme fonksiyonu etkilenmemiş olabilir. Ancak çoğunda işitme sorunu da vardır. Hepsinde hem nedene yönelik tedavi, hem de iç kulak hücrelerini korumak için genel tedaviler yapılır.

 

İç kulaktan gelen bilgilerin SSS’ne taşınması denge siniri yoluyla olur. Dolayısıyla denge sinir hastalıkları da baş dönmesine neden olurlar. En sık görülen “vestibüler nörinit” denilen denge sinirinin viral enfeksiyonudur. Bazen hastalarda öncesinde geçirilen bir virüs enfeksiyonu hikayesi olur. Ani başlayan şiddetli bir baş dönmesi, bulantı-kusma vardır. Çoğu iç kulak hastalığında olduğunun aksine işitme sorunu hiç olmaz. Şiddetli hal 2-3 gün sürer. Daha sonra 2-3 hafta (bazen 5-6 hafta) boyunca da sersemlik hissi ve ani hareketlerle baş dönmesi devam eder. Belirtileri azaltarak hastanın rahatlamasını sağlamak dışında bir tedavisi yoktur. Bunun için denge sistemini yatıştıran ilaçlar verilir. Gürültülü dönem geçtikten sonra ise denge sisteminin rehabilitasyonu için egzersizlere başlamak gerekir. Bu egzersizler aslında sadece vestibüler nörinit için değil nekahet dönemindeki bütün baş dönmeleri için geçerlidir. Denge sistemine girdi sağlayan her üç duyuyu harekete geçirerek SSS’nin yeni duruma uyum sağlamasına çalışılır. Göz, İç kulak ve derin duyu için farklı egzersizler tarif edilebilirse de  en iyisi her üç duyuyu birden uyaran tempolu yürüyüş veya düşük tempolu koşmadır (Jogging).

 

Denge sinirinin bir diğer önemli hastalığı sinire bası yapan tümörlerdir. Denge sinirinin kendinden kaynaklanabileceği gibi onun hemen yanında seyreden işitme sinirinin tümörleri de  olabilir. Hangi sinirden kaynaklanmış olursa olsun birbirlerine çok yakın olduklarından genelde hem işitme, hem de denge sorunu birlikte vardır. Ancak başlama öncelikleri farklı olabilir. Yavaş büyüyen tümörler olduğu için adaptasyon söz konusu olur ve belirtiler sinsi başlar. İşitme şikayeti erken evrelerde yalnızca tek taraflı çınlama şeklinde olabilir. Baş dönmesi yerine de sersemlik hissi tarif edilebilir. Bu tümörler sinirin iç kulaktan çıkıp beyin sapına girdiği bölgenin şekli dolayısıyla köşe tümörü olarak adlandırılırlar. İyi huylu tömörlerdir, ancak yerleşimleri kötüdür. Ameliyattan başka tedavileri yoktur. Ancak çok yavaş büyüyen tümörler olduklarından ve operasyonları çok kolay olmadığından özellikle ileri yaşlı hastalarda tekrarlanan görüntüleme yöntemleriyle takip altında tutulabilirler.

 

Baş dönmesi yapan SSS hastalıkları Kulak Burun Boğaz hekiminin konusunun dışındadır. Ancak hastalıkları ayırt edebilmek önemlidir. Genelde ani ve gürültülü başlayan baş dönmeleri iç kulakla ilgilidir ve başladığı gibi çabuk geçer. SSS sorunları ise sinsi başlayıp uzayıp gidebilir. Ancak istisnalar çoktur. Örneğin MS hastalığında iç kulak kaynaklı baş dönmesini taklit eden bulgular görülmesi sıktır. Yine beyincik enfarktüsü de gürültülü bir başlangıç yapar. Eşlik eden nörolojik bulguların araştırılması önemlidir. Şüphede kalınan her durumda Nöroloji konsültasyonu ve başta MR olmak üzere görüntüleme yöntemlerine baş vurulmalıdır.

 

Dengesizlik ve sersemlik hissi şikayetlerine gelecek olursak: Öncelikle yukarda sayılan bütün hastalıkların hafif seyirli hallerinde tipik baş dönmesi yerine sersemlik hissi olabileceğini tekrar hatırlatalım. Sersemlik hissi bunların dışında neredeyse tepeden tırnağa bütün doku ve organlarla ilgili olarak ortaya çıkabilir. Kansızlık ve diğer bazı kan hastalıkları, vitamin eksikliği (özellikle B vitamini), şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, diğer metabolik ve hormonal bozukluklar, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, karaciğer, böbrek hastalıkları ilk akla gelenlerdir. Dolayısıyla kolay teşhis koyulan tipik vakalar dışında bütün bunların incelenmesi gerekir. Hastanın ifadesi temel alındığında sersemlik hissinden ayrılması kolay olmayan bir belirti olsa da muayene ve özel testlerle tespit edildiğinde dengesizlik önemli bir bulgudur. Özellikle yaşlılarda ve belirgin baş dönmesi şikayeti olmayanlarda mutlaka beyincik başta olmak üzere SSS hastalıkları üzerinde durulması gerekir.

 

GERİ DÖN

İletişim

Yıldızevler Mahallesi, Rabindranath Tagore Caddesi, 29/1 (06550), Çankaya / ANKARA

Takip edin

  • w-facebook

Tel: 0 (312) 442 42 21

  • w-linkedin

Fax: 0 (312) 442 02 23

  • Twitter Clean
On Twitter

GSM: 0 (532) 706 08 06

  • w-googleplus
On Google+

Web sitemiz genel bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, bir hekim muayenesi ve değerlendirmesinin yerini alamaz. Bu bilgilere dayanarak, bir tedaviye başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez.

bottom of page